Sen; sen ol !

Olmamı istediğin her şey oldum, ama olamadığım tek şey kendim olmak oldu. Tek sorunumuz buydu, hayatımızı başkalarının isteklerine göre yaşarsak, artık bizim hayatımız olmaktan çıkıyor. Göremediğimiz şey buydu, görmezden geldiğimiz bi kendimiz varken bizi kim ne kadar çok severse sevsin, gerçek anlamda sevilmiş olmayacaktık. Olamadık da.

İçi geçmiş benlikler, bi çare sevgi arıyorken, ihtiyacın olanın ondan fazlası olduğunu bilemiyorsun. Hadi durma, kendini kandırmaya devam et, kendini kendinsizleştir, nasıl olsa hiç sevemedin sen kendini, verme başkalarına seni sevme şansını da. Öyle ya, yakınmaktır en güzel yaptığın kimse seni anlamıyor diye, kimseye anlatmadan derdini. Eğer söylediklerin içten değilse, isterse binlerce dinleyicin olsun, hiçbir şey ifade etmeyecekti. Etmedi de.

Nasılsın ? İyisin değil mi. Yalansın tamamen. O kadar batmışsın ki yalana, gerçeğin o yalanlar olduğunu sanacak kadar saflaşmış benliğin. Benliğinde sen kalmamış, başkalarının yerinde olmayı o kadar çok istemişsin ki, ait olamamışsın hiç kendine. Başkalarına ne kadar doğru söylersen söyle, kendine yalan söyledikçe hiç mutlu hissedemeyecektin. Hissetmedin de.

Kendi bedeninde misafir olmuşsun, her geldiğinde kendine sahte mutluluklar ikram edilen bi misafir. İstenmeyen, çat kapı gelip, çoçuklarının etrafı darmadağın ettiği misafirlerden. Böyle böyle karmaşıklaştırmışsın içini. Ve böylece bulmayı zorlaştırmışsın gerçek hislerini.

Hadi durma, inkar et. Hep yaptığın gibi. Farkına varmadan. Bu anlatılan ben değilim diyerek. Sorun da orada, sen, zaten sen değilsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder